Epson ile kurumsal yazıcı teknolojileri üzerine röportaj!

Kamu Teknolojileri

Şirketler, baskı ihtiyaçlarını karşılarken nelere dikkat etmeli?

Kurumlar önceliklerinde baskı maliyetini dikkate alırken; ilk yatırım maliyetine, operasyonel girdilere, ürünün ekonomik ömrüne ve çevreye yapacağı etkiye, yani Epson olarak üzerinde durduğumuz toplam sahip olma maliyetine dikkat ediyorlar. Örneğin, A3 yazıcı grubundaki WorkForce C869R model yazıcımız tek mürekkep seti ile 84 bin sayfa renkli ve 86 bin sayfa siyah beyaz baskı kapasitesiyle maliyetleri ciddi miktarda düşürüyor. Bu, işin donanımsal tarafına yönelik önceliklere dair bir örneklendirme. Aynı zamanda dijital dönüşümle birlikte bilgi güvenliği de bu kriterlerin arasına girdi ve özellikle son dönemde asıl tercih kriteri, bilgi güvenliğinin sağlanması olabiliyor. Konuyu en başından almak gerekirse, Epson klasik görüntüleme parkı ihtiyaçlarına mükemmel cevap verebiliyor. Piezo baskı kafası kullanan mürekkepli cihazlar baskı maliyetlerini ciddi anlamda düşürüyor. Lazer baskı teknolojisindeki gibi fırınlama ya da drum ünitesi gibi ısı üreten hareketli parçaları barındırmadığından cihazların servis görme olasılığı nerdeyse sıfıra iniyor.

Open Platform arayüzü işi kolaylaştırıyor mu?

Cihazlar bütün bu klasik parkur avantajlarının yanında Open Platform ara yüz altyapısı ile donatılmış durumda. Bu da bazı uygulamalar yüklenerek cihazların iş akışlarına kadar dahil olabilen veri giriş arayüzlerine dönüşmesine imkan sağlıyor. Cihazlar seneler içinde teknolojik olarak baskı çıktısı üreten cihazlar olmalarının yanında, veriyi baskı döngüsüne girmeden yakalayarak içerik olarak yönetebilen ve gerekli hallerde yazdırma işlemini de yönetebilen ara yüzlere evrildiler. Bu evrimin sonucu olarak da baskı cihazları; üzerinden eskisine göre çok daha kıymetli verinin geçtiği, kurum networkünün her enstrümanı gibi güvenlik altına alınması ve yönetilmesi gereken donanımlara dönüştü.

Epson’un kurumsal yazıcı çözümleri nelerdir?

Öncelikle, mürekkep baskı teknolojisi, şu ana kadar geliştirilmiş en etkin baskı yöntemi diyebilirim. Dakikada 100 kopya baskı yapabilen renkli ofis yazıcımız WorkForce C20590’ı tanıtarak üst segmentte mürekkep teknolojisinin getirdiği değişimin habercisi olduk. A4 segmentinde ise WorkForce C579R modelimiz 20 bin sayfa renkli, 50 bin sayfa siyah beyaz baskı kapasitesi ile bu segmenttede iddialı ürünlerimizden. Kurumların tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürünlerimiz mevcut ve yazılım çözümleri ile de bu iddiamızı desteliyoruz. Baskı parkuru yönetebilen EDA (Epson Device Admin) ve iki cihaza kadar ücretsiz olarak temel güvenli baskı sağlayan EPA (Epson Print Admin) Epson’a ait yazılımlar. Aynı zamanda ürünlerimiz Papercut SafeQ ve buna benzer çok sayıda üçüncü parti yazılımlar ile uyumlu çalışabiliyor.

Yaratılan çözümleri avantajlı kılan nedir?

Yüksek kapasiteli mürekkep çözümleri ile baskı maliyetini azaltmanın yanında çok düşük bakım maliyetleri sayesinde operasyon verimini maksimize ediyoruz. Bu avantajlarımızı sürdürülebilir bir
ekolojik yaklaşımın öncülüğünde gerçekleştiriyoruz. Yazılım çözümlerinde Epson EDA marka bağımsız, SNMP altyapısı olan hemen hemen bütün marka modeller ile çalışabilen bir parkur yönetim yazılımı. Ücretsiz edinilebilir ve Epson marka olmayan cihazların dahi arıza ve sarf malzemelerini otomatik hale getirebilme yeteneğine sahip. Böylelikle kurumlarda kimsenin işi olmayan sarf malzemesi arıza yönetimi gibi operasyonları sistem kendi kendine yönetir hale getiriyor ve tüm çalışanlar sadece kendi işlerine odaklanabiliyor.

EPA yazılımı neler vadediyor?

Epson’un kendi üretimi olan bir başka güvenli baskı yazılımı EPA da dünyada kullanılan tüm güvenli baskı parkurlarının %95’ini oluşturan; beni takip et, güvenli baskı, kart ile kullanıcı girişi, kişi ve departman bazlı raporlama gibi özellikleri fazlası ile karşılıyor. Bunun yanında, tek bir baskı kuyruğu kullanarak tek sunucu üzerinden kullanıcı uygulama parkur kuralları yönetmeye imkan sağlıyor. Bu da sistemi bir kere konfigüre ettikten sonra; kullanıcı, sunucu, baskı kuyruğu, uygulama ve kuralları; yani sisteme dahil bütün elemanların tek merkezden yönetilmesini sağlıyor. Paralel olarak, IT departmanına gelen problemli çağrılar da azalıyor.

Inkjet teknolojisini savunuyorsunuz. Inkjet, lazere göre ne farklılıklar sunuyor?

Mürekkep baskı teknolojisi olarak bakıldığında sayısız avantajı var. Bunların başında yüzde 95’lere varan enerji tasarrufu geliyor. Karbon salınımı minimumda. Kullanıcılar açısından daha sağlıklı, çevre açısından da öyle. Baskı maliyetindeki uygunluk, sarf malzemesi tüketimindeki düşüklük ve dolayısıyla az stok-az atık, minimum servis ihtiyacı, uzun süreli kullanım ve yüksek baskı kapasitesi diğer önemli avantajlar arasında yer alıyor.

Kiralama ve yönetilebilir baskı alanında neler yapıyorsunuz ve kullanıcıya faydası nedir?

Epson olarak biz bu kiralama sistemlerini MPS, yani ‘Yönetilebilen Baskı Hizmetleri’ adı altında topluyoruz. MPS, müşteriye göre cihazdan basılan sayfa adedinin anlaşılmış maliyet ile çarpımı olabilir. Müşterinin iş akışlarını bizim kullandığımız yazılım ve donanımlara aktarılarak içeriğe kadar yönetilmesi de önem taşıyor.  MPS, çok büyük ve çok küçük operasyonlar için boyutlandırılabilir veya ölçeklendirilebilir. Biz Epson olarak müşterilerimizin sorularına yazılım ve donanım çözümleri bazında çok geniş bir yelpazede cevap verebiliyoruz. Bayi kanalımızda da bu konu ile ilgili uzun yıllardır çalışan iş ortaklarımız mevcut ve bu sistemleri müşterinin ihtiyaçları doğrultusunda bir paket haline getirip son kullanıcılara bu hizmetlerin tamamını sorunsuz sağlayabiliyorlar.

Önceki haberLogitech Video Konferans çözümleri üretkenliği artırıyor
Sonraki haberSmartMessage, 2020’de yüzde 70 yurt dışı geliri hedefliyor

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz